canım desem sana, hem de içimden gelen en güzel hislerle bu kelimeyi sahiplensem, seni özlediğimi söylesem ve üzülmediğimi.. ne derdin acaba? beni kırmayıp posta yazdığın için teşekkür ederim. beni kırmamak için gösterdiğin bu çaba beni o kadar çok mahcup ediyor ki aslında, hak etmediğim bir değer ve güzellik biliyor musun?
sen nasıl birisin ki beni böyle kendine aşık ettin? beni kendine böyle hayran bırakıyorsun? seni şiir okurken dinlediğimde bir farkındalık hissetmiştim ama radyo yayıncılığı yaptığın aklıma gelmemişti.. bu sabah duyduğumda bundan dolayı ben o bana kitap okusa geceleri, şiir okusa ben de huzurla dinlesem onun göğsünde uyusam dedim...
ben seni neden sevdiğimi biliyorum ve yinelemekten bıkmıyorum, bir kadın huzuru ve güveni seçiyorsa o ebedi bir sevgi olur.. benim huzurum ve emin olduğumsun...
beni ölene dek aşkla sevecek olan adamsın, derdime derdim diyerek derman olmak isteyecek bir yanın, kederimi keder bilecek birisin..
bana postamı okudun mu diyorsun, blogumu okudun mu diye soruyorsun? ben onları okumadım daha, okumaya kalkarsam postanı, blog adresi tutmayacağından çıkış verir.. fırsatım varken seni çok özledim demek istedim..
çay demleyeceğim hadi gel canımın içi demek, çayı demlemeden evvel senin sırrına erip geceme renk katmak isterdim...
çiçeğim, bebeğimsin benim.. bir erkeğe böyle hitap edilir mi? edilir, benim erkeğime nasıl hitap edeceğime benim yüreğim karar verir..
çiçekler kadar naif ve hoş, bebekler kadar umut dolu ve güçlü ve bir o kadar masumsun...
elbet hataların vardır, yanlışların vardır bitanem ama insan olduğun gerçeği göz önüne serilmiş olur o vakitte..
ben seni özlemeyi seviyorum, taze bir sevgi kalıyor içimde o vakit...
ben seni sevmeyi de seviyorum, çünkü sevmenin anlamını öğreniyorum... herkese seni seviyorum demek kolay, tatlı sözler söylemek kolay...
ama sen konuştuğunda içimde kıpıpr kıpır olan bir kısım var ki, o vakit şükür diyorum bu bir heves değil, yanlış bir his değil..
elimden gelse seni gerçekten mutlu etmek isterdim, huzuruna huzur katmak isterdim, neşen olmak, gülüşün olmak isterdim..
bir gün yanılmışım yada bıktım dersen kırılmayacağım bilesin.. kalbinin yanlışı olmak, üzeni olmaktan daha iyidir..
sana öyle derin bir saygı duyuyorum ki, can yoldaşımsın, neşemsin, sıkıldığımda yüzümü güldürensin.. sen benim canımsın, canımcığımsın...
karıcığım dediğinde, kadın olduğumu hissettirensin..
sihirli bir dokunuş gibi sevgin, dokunduğun yeri aydınlatan, güvene kavuşturan...
ve evet ya iyi ki başkası senin kıymetini bilmemiş, bilseymiş beni sevmezdin ki, seni sevmem için sen olmayı istemezdin...
bir gün olur da gönlün başkasını severse de, kaderinde olmasam da mutlu ol.. o kadar kırgın ve yaralı ki yüreğin, bunu hissetmemek imkansız..
mutlu olmak için daha en başından mücadele verip sahip çıkıyorsun. o hataları yapmayacağım diyen birisi var karşımda sanki.. yüreğini koyuyorsun ortaya, kendini sunuyorsun bana.. ruhunu, ömrünü.. benliğini bana katarken sen, sen oluveriyorum bilmediğim bir anda..
aşk böyle bir şey olsa gerek... sen olsa gerek her sevi sözcüğü... şiir gibi olan sevgilime, canıma akşam şiiri hediyemle sevgimi yolluyorum...
ve yazdığın her yazıyı sevinçle okuyorum, sanki ben yeni bir gelinimde, kocam bana her güjn çiçekler alıp sevindiriyor gibi geliyor bana.. şiirin çok içten ve evet sana düzenleme yapmam lazım :) sana yazım hatalarını sunup, yüreğindeki cevheri çıkarmam lazım :) içindeki aşk dolu erkeği, ateşli erkeği çıkartmaya başladım yavaş yavaş.. o şairi de uyandırmalı artık sanırım :)
Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Aslı bende kalacak
Bizi hasret saracak
Bulutlar çıldıracak
Ayrılık başımı döndürüyor
Kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım
Bu aşkı sen kirlettin
Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerimi tutmazsan gülüm
Yatamam geceleri
Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Kahrı bende duracak
Sende ihanet gülüm
Bende matem kalacak
Bu aşkın efkarı şarkılarda
Yüzün bende solacak
Bizi zaman yenecek
Ve anılar kalacak
Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerini tutmazsam gülüm
Yatamam geceleri y. Odabaşı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder