6 Haziran 2013 Perşembe

hoşçakal

son kez geldim buraya... çok uzun uzun yazabilirim aslında.. çok uzun cümleler kurabilirim... hiçbirisini burada yapmayacağım ama ....

ben bir şeyi unutmayacağımı yazmaya geldim... bir vedayı çok görüşünü.. bitmesi en hayırlısı idi senin için, bu her zaman dediğimdi ... ama vazgeçtim demek için bile başkasını tercih ettin.. ki ben asla vedasız gidişleri sevmedim.. duvarla konuştuğunu hissettirmek.. helal et hakkını...

yazacaksam da bir daha başka bir sayfa olacak... burası seni gömdüğüm yer olarak kalacak... hoşçakal...

13 Mayıs 2013 Pazartesi

gece gece...

sana yazmamı istemen, beklentini boşa çıkarmam adına ne dersen bilemiyorum artık...

uzun zamandır yazmadım, okumazsın diye yazmadım, zamanın yok, farklı sıkıntıların var diye yazmadım..

yazmak istedim ama kendi iç dünyama dahi yolculuk yapamamışken yazmadım.. ihmal ettim muhtemelen.. helal et hakkını...


seninle anlaşıyoruz, temelde sorun yok gibi duruyor bizim ilişkimizde.. ama senin beni daha çok sevdiğini hisseder oldum, sevgim de bir azalma yok... sevginde bir artma var bence... bu kötü mü diye sorabilirsin? karşılığı olsun yada olmasın, sevmenin kötülüğü olmaz. karşı tarafı zorda bırakmadıkça, ya benim olursun ya da toprağın söylemleri ile anormalleşmedikçe... bu tespitleri senin için yada benim için kullanmadım. aksine bu söylemleri sevgimizin safiyetine binaen dedim..

sen daha çok seviyorsun ama sen bu aşkta zayıf olansın diyorum hep.. halbuki sen güçlü olansın, güçlü olduğun için benim her kahrımı çekip, bana sabrediyorsun. ve bana hiçbir mecburiyetin yok.. ben olmazsam hayatında yada düzelteyim ben hiç olmasaydım hayatında, başkası olmayacaktı gibi bir şey yok.. aksine olurdu...

benim de olur, sorun olup olmaması değil... sorun doğruyu bulmak bu saatten sonra...

sen bir yanlış olamazsın hayatımda, bir yanılgı olamazsın.. sanmıyorum.. ama evlilik fikri beni cidden düşündürüyor ve korkutuyor.. cidden istemediğimi biliyorum.. kimsenin hizmetçisi olmak istemiyorum, kimsenin yanında taşıdığı birisi olmak istemiyorum..

ama bir an senle geçen zaman geliyor aklıma, ben mutluydum diyorum.. huzurluydum.. ama yolun başında hep böyle olmuyor mu diye de sormadan edemiyorum...

seni seviyorum...

bunu inanarak söyledim hep... sevmek aşktan daha farklı bir duygu, daha güçlü ve daha özel... aşk ise daha naif bir duygu, daha zayıf ama daha tutkulu... ben onu da yaşadım seninle..

benimle iken daha mutlu olan, dünya yansa benleyken umurunda olmayan bir sen vardı yanımda.. kendini daha bir erkek hisseden, kendinin değerini bilen birisine daha çok değer vermek için kalbi çarpan birisi vardı yanımda...

bana her sahip olduğunda, bana karıştığını hisseden bir erkek... aşk muhteşem bir şey diye düşünürken bile içi titreyen bir adam vardı yanımda...

yanında, kollarında olan o kadına daha sıkı sarılıp, mutlu etmek isteyen, mutlu olduğunu dünyaya haykırmak isteyen bir sen...

umudunun adı var, umudunun adı aşk... umudunun adı kollarındaki ben...

ben bunları bilmiyor muyum sanıyorsun? gözlerimin içine bakıyorsun, üzerime nasıl titrediğini bilmiyor muyum sanıyorsun? kalbini çıkarıp ver desem, gözün kapalı vereceğini bilmiyor muyum sence?

başka birisinden bahsettiğimde, soluğun kesiliyor, canın yanıyor, bu bir erkek olsun yada senin adına bir kadından bahsedeyim... hiç fark etmez, acının şekli ve rengi yoktur misali, sol yanın sızlıyor, işte seni burada kırıyorum en çok...

bensiz bir yaşam düşünemediğini biliyorum, fikri bile, düşüncesi bile sana göğüs boşluğunda bir ağırlık olarak dönüyor... beni düşündüğün anda, yüzüne yayılan tebessümün, kalbini saran heyecanın tarifi yok...

bana, kadınım demek bile seni dünyanın en mutlu erkeği kılıyor... benim biliyorum diyorsun, hayırlısı diyorsun, dualarını yineliyor ve asla eksik etmiyorsun... ama korkuyorsun, içini kemiriyor bu korku... biz çok mutluyuz, basit sıkıntılarımızı da birlikte aşarız diyorsun, Allah büyük dert vermesin de herşeyi onunla göğüslerim diyorsun..

beni yanına, soluna, yatağına, hayatına yakıştırıyorsun...

öyle bir aşkla seviyorsun ki, ay yüzlüm diyecek kadar güzel görüyorsun beni... benim güzelim, benim karım.. benim kadınım... ya kaybedersem... bunu okurken bile, asla seni kaybetmicem inşallah diye dua ettiğini hissediyorum...

seni anlatabildim mi sana bir nebze de olsa?

Allah'ım yüzünü hep güldürsün... huzur yüreğinden hiç gitmesin...

5 Mayıs 2013 Pazar

...

sana geldim..  sana ilk geldiğim zamanı hatırlıyor musun? sen sanıyorsun ki, ilk ben gittim ona.. aslında ilk ben geldim sana...

beni gülümsettiğin, o ilk sohbetlerimizi anımsıyorum da, uzak durup ısınmamak için ne çabalamıştım... ben kimseyi sevmek istemiyordum.. seversem kırılacağımı biliyordum.. biliyordum fazla anlam yüklediğimi, kendimi çok kaptırdığımı...

Ragga Oktay ve Yıldız Tilbe Gitme Kal dinliyorum, az önce Merlin'in son bölümünü seyrettim, şimdi ise GS Tv açık maç anlatımını seyrediyorum...

dünden beri sana çok kızgınım, çok kırgınım... kızgınım çünkü nasıl kendini düşünmezsin, nasıl sağlığına hiç önem vermezsin? nasıl basit bir sözü tutmazsın? tutmak için vermiştin o sözü... ben annemi kaybettim sigara yüzünden.. sen de mi hasta olmak istiyorsun?

Allah korusun ...


ben annemi çok özledim.. iyicene yalnız kaldığımı hissetmeye başladım, iyicene yüreğim yanmaya başladı....

öyle işte... sana ne vakit yazmaya başladım ama araya neler girdi.. değişmeyen tek şey dinlediğim şarkı...

sana gelsin desem... ama gitme kal kısmı değil.. zira ne denli seversem seveyim, yokluğuna üzülsem de,  neyse...

yanında olduğum o geçen hafta geliyor aklıma, ne mutluydum oysa ki.. aşk yüzüme de, yüreğime de, tenime de düşmüştü...

gördüğüm sen de, ben vardım .. biz vardık.. şimdi sen, şimdi ben olmuş vaziyetteyiz.. hayırlısı olsun...

uzun uzun yazmak istiyordum ama gücüm yok... :(

28 Nisan 2013 Pazar

...

gece uymuş kalmışım da cevap verememişim, sen nasıl öyle düşünüyorsun dersin... nasıl beni mutlu eden tek varlığım için öyle düşünürüm.. ama ben kendim için öyle düşünüyorum.. pişman mısın diye sorarsan? hayır elbette.. hayır kesinlikle pişman değilim...

aşktan pişman olunur mu?

geleceğin güne gidersem, heyecanlandığımı, ne yapacağımı bilmediğimi biliyorum... sana öyle bir sarılmak istedim ki o gün, sokakta herkesin içinde çekinmeden.. sen karşılık verirdin biliyorum ama işte hoş kaçmazdı dedim...

seninle oturmak bir masada, bakışlarınla benim için titremen güzel bir şey.. biz mutluyduk değil mi?

seninle olmak güzeldi, arkadaşlarımla olmak güzeldi.. hayatı seninle konuşmak güzeldi...

o gecemiz var ya, hatırlıyor musun? o gecemiz de çok güzeldi... ben sana ne hissettiğimi anlatmak istesem de, anlatamam.. sığlaşırım biliyorum.. anlamını yitiren kelimeler deryasında düşlerimi boğarmışım gibi geliyor..

ben bilmem aşkı yatırmayı yataklara diyor şu anda dinlediğim şiirde, ben öğrendim ama aşkı yatırmayı yataklara... tutkuyla ve heyecanla yatırdım ben aşkımı yataklara...

sinerken sen tenime, bedenime ben sırrına erdim aşkın... aşk ne vakit kötü oldu sorma, korkularım yanında beni terk etti bir ara... beni alıp götürdün sanki uzaklara.. o nasıl bir yolculuktu bilemedim.. bu dünya da ama burada değilmişçesine..


seni yaşamaktı benim bu bir kaç günüm, seninle sohbet etmek o aralarda, şakalaşmak, uğraşmak ne kadar güzeldi anlatamam.. ne kadar tatlıydı... 

sen her zamanki gibi sendin, sen her zaman beni gülümseten adamdın.. ama ben bir süreliğine içimdeki şeytanları susturdum... çokta iyi oldu, senle güzelliği yaşadım, mutluluğu yaşadım..

seversen başkasını ölürüm diyor...

ölmem ben bilesin.. dün gece konuştuğumuz o konu vardı ya, ne ölümden, ne de başkasının kollarında seni görmekten bahsetmeyeceğiz dedik..

ben senin ölmeni istemem asla, başkasıyla mutlu ol, ol da, başkasıyla mutlu ol... hayatta ve sağlıklı ol...

dün senden sonra 2 saati geçkin süre yürüdüm bir başıma, yorulduğumu da hissetmedim sanki, her bir şeyi düşünmekten vazgeçmiştim sanırım.. o sebeple yorulduğumu bilemedim. 

sen gidiyordun, bir yanımı alıp gidiyordun.. edebiyatçının aşkı cümleleri süslemekle ilgili olabilir mi? aşık değiliz de, aşkı yazmayı mı seviyoruz ki? 

yaşatmasını bilmiyoruz belki de... edebiyatçı olmadığımdan bu konuyu es geçiyorum.. 

çok yorgun gözlerim nedense, gece çok derin ve deliksiz uyumuşum sanırım.. hiç uyanmadım gece, sabah saatin alarmı ile uyandım.. ev boştu, hayalleriniz vardı ama ben hiçbirinizin hayalini hoş karşılamadım.. acıtmasın diye canımı...


nefesini sürdün sen bana, dudaklarıma adını değil aşkını düşürdün...

bana neler yaptığını biliyor musun?

kadın olmayı hissettirdin, değerli olduğumu, özel olduğumu, sevildiğimi hissettirdin... aşk oldun sen benim ruhumda..

özlemek seni, gücüm yetmiyor bu sabah buna.. özlediğimi düşünürsem yıkılırmışım gibi geliyor nedense...

özlemiyor musun diye sormaktan kaçınmanı da tavsiye ederim bu arada...

neşemsin, uğraşımsın, keyfimsin, beni yaşamayı seven adamsın... 

senden vazgeçmemi söylüyor bir yanım, vazgeç diyor.. en hayırlısı bu sizin için... ama bir yanım vazgeçme diyor, mutlu olursun... ama o mutlu olursun diyenin sesi cılız çıkıyor, sessizce söylüyor.. yada kırılışlarım kulaklarımı tıkıyor.. 

örselenmiş hayatların mutlu olmayı istemesi suç olmasa gerek, sevdiği adamla mutlu olmak her kadının hakkı olmalı ...

gece geldiğinde tv seyrettik ya biraz, peşinden sohbet ettik sen uyumadan evvel, seni uyurken seyretmek, seni sen olduğun için sevmek..

uykudan uyandığın gibi karşılık verdin ya bana, ne tatlıydın o anda.. dilerim her iki cihanda mutlu olursun, dilerim benden uzakta da mutlu olursun... olmam, ölürüm deme.. dua bu ya, kudreti yeter Rabbim'in seni mutlu etmeye... çaresiz kaldığımız da dua ederiz ya hep..

Allah en hayırlısını bilen.. bizi affetsin ama bizi mutlu eylesin diyesim var...

keyfim yok bu sabah nedense, gülesim gelmiyor... hayır olsun...

yazarım yine inşallah... hoşçakal

23 Nisan 2013 Salı

sabahın ilk ışıklarıyla

bu sabah ne geldi aklıma biliyor musun? biliyor musun sorusu sıkıcı biliyorum. bilmiyorsun, onu da biliyorum...

güldüğünü de biliyorum, ben bu kadını çok seviyorum diyorsun değil mi? bak onu da biliyorum... ya ben bilge miyim acaba :)

yok ben bilge değilim, sadece ömür helalimin sırrına ermeye başladım, seni o kadar çok seviyorum ki... " kalan ömrüm seni sevmeye yeter mi acaba " diye düşünüyorum?

sensiz yarım olduğumu kabullenmiyorum, sensizliğim sadece fiziksel bir yanılsama. göz yanılsaması, zira ben gülerken sen dudaklarımdasın, gözlerim ışıldarken sen bakışlarımdasın...

sen benim sevdamın huzur halisin, aşk sana benzer canımın içi, beni böyle mutlu ettiğine göre uzağımda bile, yanımdayken ben seni öpmeye doyamam, uyurken uyandırmaya kıyamam...

sensiz ben koca bir hiç olurum ... insan her acıya alışır bunu biliyorum. ama yokluğunun acısını tarif edemem ki...

Allah'ım sensizliğin acısını göstermesin bana.. amin inşallah... amin inşallah..

ben de oluşan kor yangısının külleri olmasın inşallah, bu ateş içimde hiç sönmesin...

sabah sabah yine çenem açıldı sanki :) ben seni en güzel olana, en emin olana emanet ediyorum..

ben seniii çokkk özledim aşkımmmmmm... ben seni çok çok çok çok çok seviyorum bitanem....

ben sensiz yarım kalsam da, senin beni tamamlayacağın günü bekliyorum hayatım....



aşk itirafı...

geldim ömrüm...

geldim bitanem...

isterdim ki sen şimdi yatağımızda uyuyor ol, ben de sana oku diye bu satırları yazayım.. hani gönül tenine aşkımı yazmamın daha uygun olacağını söylerdi o vakit ama olsun... buraya yazmak,  sıkıldığında okuman için ihmal etmezdim...


ben sana bugün daha daha daha çok aşık oldum... ne yaptın sen bana? vakit geçmek bilmiyor biriciğim?

ben hiç senin için bu kadar heyecanlanacağımı düşünmezdim.. bilirsin ben sana yalan söylemem, ya söylemem.. yada yalan hiç söylemem... senin güvenini kaybetmek, huzurumu yüreğimden atmak olur.. Allah korusun. Rabbim beni sana karşı utandırmasın...

aşkım, hayatımın anlamı, yaşama sevincim, neşem, özlemim seni çokkkkkk seviyorum... gözlerimde sen varsın bu aralar, ruhuma seni özlediğimi söylediğimde, beni terk edip sana geliyor biliyorum.. bundan dolayı bazen ruhsuz geziyorum eminim...

sana doyamayacağımdan korkuyorum, seni bu kadar sevmek... ne kadar güzel bir şey biliyor musun?

ben seni hiç hiç ama hiç sevmeyeceğimi söylediğim bir anda sevmeye başladım.. Allah senden razı olsun canımın canı, tatlı kocam... iyi ki sen kalpten o duayı etmişsin, " Allah'ım onun kalbine sevdamı düşür " demişsin.. hamdolsun ki dua kapısı o an açıkmış.. ya ben seni severken, hiç mutsuz olmuyorum.. seni üzmeye çabalayıp, belki kurtarırım onu benden dediğimde bile içim cız ediyor...

bencillik edip seni ömrüme dilesem beni affeder misin bilmiyorum ama ben kendime en büyük iyiliği yapıyor olacağım inşallah...

bu gelişini iple çekiyorum, ip kopuyor sanki gün gelmek bilmiyor.. asıl cuma günü nasıl geçecek akşam olacak, sana sarılacağım, huzuruma kavuşacağım bilmiyorum. Allah'ım hayırlısını nasip etsin...

düş tenime bitanem, ömrüme helalim yazsın seni Allah...

geceler uzun ve yalnız, yoksun sabaha kadar... düşümde bile günahkarsın, bunu kim hayra yorar diyor şarkı...

asla sen düşümde bile tertemizsin bitanem...

dediğin şarkıyı dinledim aşkım hemde telefonu kapattığım gibi dinledim.. ne diyormuş bu şarkıda dedim.. bak şimdi de açtım..

ya sen beni hak etmediğim yerlere koyarak şımartıyorsun... ama neyse uzatıp seni üzmek istemiyorum.. sen ne yaparsan bir sebebi vardır..

hayatımda en en en çok güvendiğim kişi sensin biliyor musun? en çok inandığım, en değerlim, en kıymetlim sensin...

senle çok huzurluyum, çok mutluyum...

senden de vazgeçilmez İsa... senden vazgeçmek hatasından korusun beni Rabbim.. aklım gidiyor şu anda bunu düşündüğümde de..

ben senle kendimi genç bir kız gibi hissediyorum, hani demiştim ya sabahta, gönül isterdi ki herşeyimin ilki ol...

ama ilk değilse bile, son aşkım olup kal...

keşke, şu yazıya nokta koyup, uyumaya gideceğim yatakta sen olsaydın, yanına sokulduğumda, " biliyordum uykumda bile olmadığını, bir daha beni sensiz bırakma " diyen kocama sarılıp öpebilseydim..


tutkum, kalbim, helalim seni çok çok ama çok çok seviyorum... içim gidiyor şu anda sadece sevdiğimi yazmaktan dolayı... isterdim ki seni kalbinden usulca öpeyim, isterdim ki hadi ama hızlı katibim, ruhuma, bedenime kendini yazsana diyeyim...

ama ömrümüz vefa etsin diyeceğim canımın canı, can özüm, gülüşüm... seni çok çok çok herşeyden çok seviyorum...


senle her derde, kedere ortak olup, hayatımızı yaşanılır kılmak için olsun tüm çabam... ömrüm, ruhum, eşim, Allah'ım seni bana bağışlasın, yokluğunla, aşkından uzak kalma ile beni sınamasın..

sensiz ben bir daha bu kadar emin olamam, sensiz ben asla böyle huzurlu olamam. biliyorum ki, annemin hayır dualarını aldım.. almasaydım seni karşıma çıkarır mıydı Allah'ım?

gönlümün sahibi, canım kocam sevgimiz Allah'ın izni ile hayırlı ve daim olsun inşallah...

cemaat olup namazlarımızı kılarken, her namaz sonunda mutlu yuvamız içinde şükür secdesine gideriz inşallah...

özledim seni gece gece.. o yüzden geldim kalbine...


miniğim, tatlı kocam melekler korusun seni...

14 Nisan 2013 Pazar

sana...

dudaklarımdan düşer mi nefesin tenime? düşer mi kokun saçlarıma? siner misin bir gece vakti yüreğime.. olur musun ömrüm? 

pervasızca seversem seni, pervane olur musun bana yanarken?
bir mumun titrek alevinde, yazılır mısın kaderime?

hissetmek isterken seni içimde, 
kayboluyorum dehlizlerde...

döngülerim kısırlaşıyor yokluğunda,
ben keşmekeş bir düş halindeyim!
göğüs kafesimde sana hapsolmuşum...

nefesimi kesiyorsun,
soluksuz kalıyorum....

durağana alıyorum hayatı...

sessizce katlimi seyrediyorum..
boynumu geçirilen ilmiğe hayat adını veriyorum... g.doğan

mahvoluşumun güzel adısın...

Affet..
Bende sevgiler mevsimlik değil öyle,hiçbir saat dilimiyle kıyaslayamam düşlerimi.Sığdıramam ki seni bir ömre..


Eğer seversem seni;
Öyle çok bağlanırım ki sana,hayatta her şey olursun benim için.Ne vazgeçebilirim,ne şüphe edebilirim senden.Her an yanımda ol isterim,ezberlerim kokunu.Yerli yersiz gülümserim,düşünsene mutlu olduğumu;ne büyük aptallık!


Eğer seversem seni;
Uğrunda öl’mem,senin uğrunda yaşarım yaşanacak ne varsa.Senin için varolurum.Ellerini tutarım,bir sürü hatıramız olur; şarkılar,şiirler,hediyeler,gidilen yerler,hayaller,yeminler...
Umutlarımız olur senle,kusursuz düşlenmiş gelecek düşlerimiz..Sinemaya gideriz birlikte,yağmura yakalanırız.Hastalanırsın,endişelenirim inan,yer bitiririm kendimi sana bir şey diye.


Eğer seversem seni;
Onca fedâkârlık yaparım senin için,vazgeçerim her şeyden.Başka şehirden,başka hayattan,başka insanlardan..Senden başka vazgeçilecek ne varsa vazgeçerim.Sen bilmezsin,acıtırsın içimi.An gelir,dost olursun şerefsizliğe,‘sensizlik’ olur adın.


Eğer seversem seni;
Olur da öpersem ıslak dudaklarını,nefesini hissedersem nefesimde;nefesim olursun boylu boyunca.Ben bilmem aşk’ı yatırmayı yataklara,uyurken üstünü örterim en fazla.Olur da sarılırsam sımsıkı; dursun isterim tüm zaman kipleri..Hayatım olursun hepten,geleceğim..Seversem seni,eş dost örnek alır bizi,zaman geçtikçe daha da ‘sen’ olurum..


Eğer seversem seni;
‘GÜN’ olur ‘‘seni sevmiyorum’’ dersin bana.Yalan dolan sahtelikler girer araya.Git gide koparsın benden,başkalarının ismi olur ağzında,yeminleri hayalleri unutursun da yarı yolda bırakırsın beni.
Gitmemen için herşeyi yapsam da nafile;oturur ağlarım çocuklar gibi,çaresizlik,kepazelik sarar başımı..Zaman geçer, anlarım ki yalanmış her şey,anlarım ki aldanmışım sana,aldatmışsın beni..Acı çeker her yanım.


Eğer seversem seni;
Sen,tüm şarkıları başkalarına ‘adarsın’,ben gözlerine roman yazarım.Sen gidersin,ben kanarım.Sonra başkalarına söylersin ''seni seviyorum..,kopamam senden..'' Yeminler eder,tutarsın ellerini.Kilitlersin gözlerini gözlerine.Bilmezsin,düşünmezsin bile kimse ‘ben’ değil diye..




Eğer seversem seni;
Alırsın hayatımdan tüm nefeslerimi.Elim yüzüm aşka bulanır,sensizlik içinde bir yalnızlık kalır bana.Kocaman bir ihaneti,acıdan nefesi kokan ufacık bir ömrü; oturur,kıçı kırık bir kalemle yazmaya çalışırım.Yaşanamışlıkları,ölümle mücadelelerimi yazarım gecelerce.Ben’den eser kalmaz seni seversem...


Eğer seversem seni;
Birisi siler beni,hiç özlememiş gibi özlersin..Birisi küllerimden doğar yeniden,sadece onu seversin..Vazgeçemem senden,seni unutamam.Tutamam ellerini..Kokun yok,sesin yok,sen yoksun;deliririm..
‘Gün’ gelir,kazara çıkarır atarsam seni aklımdan,kalbimden ruhumdan;bu sefer ne akıl kalır ne kalp ne de ruh!Sen unutursun beni,ölürüm.Susarsın,ölürüm.Gidersin,ölürüm.Kurşun gibi bir an gelir şakağıma; seversin başkasını,ölürüm.

Anladın mı şimdi?
Seversem seni, mahvolurum...

biz...

Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili 
biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını
acımız yaptık çünkü.
Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile
içimizi parçaladı.
Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın...


Yılmaz Güney


yine dayanamadım yazasım geldi.. umarım beğenirsin bu şiiri... senin şiir sevdiğini bilmek hoş, onları okurken hissettiğini bilmek ise daha hoş... senle mutlu bir hayatımız olacak inanıyorum.. inanmak istiyorum yada..

sabah kahvaltısında bize rafadan yumurta yapmak, ekmek kızartmak, çayı kıvamında demlemek, ekmeğin üstüne tereyağı ve taze reçel sürüp sana ikram etmek... aşkım açık çay alayım demek ne kadar hoş olurdu değil mi? sonrasında sabah kahvelerimizi içip, gazete okuyup seninle münazarasını yapmak, sonra sana bakıp, hayatım olduğun için şanslıyım demek... 


seni sevmek başıma gelen en hoş masumiyet hali.. Allah'ım hayırlısını nasip etsin hakkımızda.. seni seviyorum.. 

dilerim güzel ve huzur dolu günler bizimle olur.. biz diyorum, çünkü senle biz olmak çok güzel...


iyi sabahlar canım

günaydın can tanem...

sabah sabah sesini duymak, seninle sohbet etmek bana ilaç gibi geldi.. seni seviyorum evet.. bunu hissetmemek kendi adıma mümkün değil...

senle dolu bir çok hayal kursam, hepsinde de tebessümler olur...

hava kapalı, seninle tatilde Karadeniz'e gitmek, cidden çok çok hoş bir hayal.. gerçek olur mu bilemiyorum ama güzel bir his belirdi içimde bu hayale dair.. tebessüm dolu, bir hayal emin olabilirsin...


günün güzel geçsin inşallah, kızınla o kadar eğlenirsin ki, tadı damağında kalsın her zaman. her zaman doyumsuz bir mutluluğu hak ettiğini düşünmüşümdür, özellikle evladınla olanı en safı ve masumu biliyor musun?

Allah sizi ayırmasın diye dua ediyorum.. onu o kadar çok seviyorsun ki Allah daim eylesin huzurunuzu... 

yarınlar bize ne getirir bilemiyoruz, yarınlar insana ne sunar bilemiyoruz.. ama huzuru özleyen insanlar, kendi halinde yaşayıp hatalarından ders çıkarırmış.. ben hatalarımdan ders çıkarıp senle mutlu olmak, gülmek, huzuru yaşamak istiyorum.. seninle aile olmak ve mutlu olmak istiyorum..

bugün pazar ve ben seni daha çok özlemedim.. zira ben seni her gün tebessümle özlüyorum. bazen bu kadar konuştuğumuz, özlediğimiz güzellikleri kavuşsak bile yaşayamazsak diye de korkmuyor değilim..

hani tamam ikimizinde kalbi kırılmış, üzülmüşüz, hatalarımızı biliyoruz belki de.. ya ders aldık derken daha farklı bir yaklaşım içinde olursak? ya hatalarımız başkaca bir hal alırsa..

evet sanırım kafamı karıştıran onlarca soru içinde birisi de bu.. sana neden yazıyorum bunları ara ara söyleyeyim mi? dert ortağım, yoldaşım olduğun için.. gün gelir gidersem senden, neden içinde kopan fırtınaları en başında anlatmadın deme diye, başından anlatsaydın içini kemiren bu  korkulara cevaplar arardık deme diye...

konuşmamak ve sorunları birlikte çözmeye çalışmamak.. işte tüm hata böyle başlıyor ikili ilişkilerde.. özel olmasına da gerek yok, değer verdiğin birisi ile bir arkadaş, amir, komşu ne olursa artık, konuşmadan yola çıkıyoruz ve kırıldıkça kırılıyor kalpler, mutluluk, huzur ve anlayış sızıyor aradan...

ben denedim kelimeleri çarçur etmedim, hoyrat bir kalple sevmeye kalkmadım ama ben sildiğim zaman geri yazamam.. seni silmekten çok korkuyorum işte... belki de vakti zamanında cidden silmeseydim bir anlığına o insana yılan demezdim.. kızların babasını beni kırdığında ciddi ciddi silmeseydim bu evliliği bitirmezdim.. benim bilmediğim yanın ben bitirdim mi içimde severekte bitirdiğim... ve asla ama asla geri dönüşüm olmuyor.. ben bu noktaya gelmekten acayip korkuyorum... neyse senle bu olmaz sanırım. senle güzellikler yaşanır dahası asla olmaz gibi geliyor..

neyse hayırlısı olsun, sen yüreğimin bitanesi, şirini, miniğisin..

benim tatlı kocam dediğimde yüreğimi saransın.. kalbim diyorum ya sana, gece uykudan uyanıp, kalbim seni seviyorum demek ne hoş bir düş..


beni böyle aşık edebildiğine göre kıskandıradabilir misin ki acaba? seni seviyorum can özüm... seni seviyorum sabahlarıma güneş olanım...


bugün sana huzur diliyorum.. ama huzur zaten sensin.. sevgilime iyi bak....

13 Nisan 2013 Cumartesi

geldim canım...

ömrüm diyenim, sen ömrüm derken ben senin ömrüne kast ediyormuşum gibi hissediyorum..  seni yersiz yere üzüyorum belki de.. belki de değil, gerçekten üzüyorum seni biliyorum. helal et hakkını, affet beni..

senden vazgeçmek istemiyorum, senden vazgeçmek fikri içimi hüzünlendiriyor..

ben fark etmemişim ama seni çok sevmişim bu arada, özlemek seni, o kadar hoş ki...

aklımın karışık olduğunun da farkındasın, korktuğumun da.. korkularımın ne boyutta olduğunun farkında mısın acaba?

neden çekesin beni? neden benimle heder edesin güzel yüreğini? çok cevapsız sorum var ama sen hepsine bir tane cevap veriyorsun... " seviyorum seni ömrüm " diyorsun..


seviliyorsun da..

bu aşkı söyleyemem senden bir başkasına, seni sormam imkansız, imkansız, imkansız... rüyalarım olmasa...

işte gece gece bu şarkıyı dinliyorum... ben seni rüyamda da görmüyorum... iyi bir şey değil bu değil mi?

halbuki beni heyecanlandıransın, her daim aklımda olansın, gözlerimi sana kapatıyor, sana açıyorum.. özlüyorum, sesini duymayınca günüm anlamsız oluyor, gözüm telefonda oluyor.. bir kaç satır kelamını özlüyorum...

telefonda konuşurken, canım diyorsun ya, öyle bir diyorsun ki, sanki dünya gözünden silinmiş, tüm dünyan benmişim gibi hissediyorum...

bensiz sen Allah korusun, ölürsün gibi geliyor..

ruhum, ruh eşim, canım sevgilim...

ne güzel karşılıklı sevmek ve sevilmek... sevmenin her hali güzel midir bilmiyorum ama seni sevmesi güzel...


iyi de etmiyorum diyorum, bazen sonuna dek neresi ise bu ömrün yettiği yere kadar olur gibi geliyor bana, ayrı bile olsak ayrıdan kastım aynı çatı altında bile olmasak, yaşlanana dek birbirimize ait olarak geçer ömür gibi geliyor..

seninle konuşmaktan sıkılmıyorum, seni dinlemekten, aklıma gelen herşeyi sana anlatmaktan sıkılmıyorum. çekinmiyorum senden.. benden birisin.. benimsin...

aşk geçse bile sevmek baki olandır diyoruz ya, biz seviyoruz da..

kalbinin verdiği savaşın galibiyeti seni sevmem.. ben böyle tutulduysam sana senin savaş vermen sonucudur.. senin sevmeyi bana öğretmenle alakalıdır.

ama korkuyorum canım.. çok korkuyorum.. biliyorum daha yeni her şey. bir alışma süreci geçirmem gerekiyor, yara aldı kalbim, istiyor bile olsam bu şu anki hali ile böyle..

ama beni korkutan bizden gerçekten vazgeçmek, bu süreçte kendime söz geçirememek.. hani hep bahsettiğim korkularımın bir de yanına benli bir hayat eklenince ne olur bilmiyorum...

hep ettiğim duayı ediyorum şimdi de; eğer ki seni mutsuz edeceksem Allah kalbimize soğukluk nasip etsin...

birbirimizden uzaklaşalım..

okurken keyfini kaçıracak bunlar ama şunu unutma..

ben seni seviyorum.. ben sana aitim.. bunu hissederek söylüyorum. kader de ne varsa görecek ve yaşayacağız..

Allah utandırmasın ve hakkımızda hayırlısını nasip etsin inşallah...

öpüyorum miniğimi...

11 Nisan 2013 Perşembe

akşam

geldim ey can.. epey ağladım az evvel.. hem de sessiz sessiz ağladım, epey ağladım... annemi özledim.. bugün ağır geldi bana.. belli ki çok ağır geldi bana yada artık yoruldum canım.. yorgunluk her zaman dillendirdiğim, her vakit ben de olandı ama bu defa iyicene yoruldum gibi geliyor..

annemi özledim işte. bugün bir de Kubat'tan Gesi Bağları'nı dinlediğim de hiç tutamadım kendimi.. bugün yazacağım diyordum sana aşkı, sevgiyi yazacağım ama bugün yalnızlığımı yazdım...

10 Nisan 2013 Çarşamba

İş çıkışı

Bi bi bi bi tanemmmm seni çok özledim. Yazmamazlık etmek istemedim.  Aslinda sana oturup uzun uzun yazmak istiyorum, sana icimden gecenleri, korkularimi, hayallerimi anlatmak istiyorum. Ama bazen oyle bir sey duyuyorum ki, kimseye guvenilmez, fazla guvenip herseyini paylasirsan gun gelir seni bunun icin uzerler diyorlar. Senin de yapabilecegini soyluyorlar. Ama o ölse baskalarini utandirip, asagilamaz diyorum. Kaldi ki beni kirsin. Ayrica benim herseyim ortada, gizlim, saklim yok.
Seni seviyorum ve guveniyorum. Bu da bana yetiyor hamdolsun   ...

Hayat tuhaf biliyor musun? Kimi ve neyi bize ne vakit sunuyor anlamiyoruz. Ben birisini ekleyeyim, o birisi de ben gibi mutsuz bir evlilik yasasin, bosanma asamasinda olsun. Ayni isi yapiyor olalim, ayni memleketli olalim. Herseyden önce o kalbi güzel, özel be sevgi dolu birisi olsun. Merhametli, hosgorulu, anlayisli, saygili ve akilli.

Duygusal ve eomantik birisin ayrica. Cok cabuk kirilip unutan birisin de. Birisini bilerek üzeceğine ihtimal bile vermiyorum.

Seni yüreğimde nerelere koymuşum farkında mısın ? Bazen korksamda hayal kirikligina ugramaktan, kader diyorum. Hayirlisi olsun.

Canim miniğim seni sevmek ve özlemek gercekten güzelmis. Hamdolsun seni cikardi karsima. Yoldayken yazayim istedim.

Sevildiğini, özlendiğini bil istedim ...

9 Nisan 2013 Salı

seviliyorsun...

merhaba canım.. akşamın güzel olsun bitanem...

güzel olan ne varsa senle daha bir güzelleşiyor, tüm aşk ve sevi cümleleri senle daha bir özelleşiyor..

hani aşk için, yüreğime bir ateş düştü benzetmesini yaparlar ya, ben bunu hiç diyemiyorum senin için. çünkü sen yüreğimi çiçek dünyasına çevirdin... bana huzurdan başka bir şey vermiyorsun...

bense ne yapıyorum seni yersiz bahisler açarak üzüyorum, kırıldım bile diyemiyorsun. doya doya uğraş benimle, patavatsızlıklarım için de bağışla beni gönlüm...

bu akşam sesinin düşmesi, içindeki kırılan yüreğin yürek burkan hali, sana kıyamam ben tatlım.. benden herkesler gitsin sen gitme dedim bu akşam sana.. iyi mi ettim ki, üzerine ağır bir külfet yüklemiş gibi oldum, seni zorda bıraktıysam da özür dilerim..

bana mecbur değilsin, bana zorunlu değilsin bilesin.. olur ya bir gün bir başkası için çarparsa kalbin, lütfen paylaş benimle.. asla ama asla emin ol ki gönül koymam, ah etmem..

mutlu olmayı, sevmeyi, sevilmeyi en çok hak edenlerden birisin...

benim gözümde sen bambaşkasın ya, tarifini de yapamıyorum ki.. bu kadar kısır kalmazdım ben yazarken, konuşurken.. boş konuşmalara gelince benden iyisi yok biliyorum, hoş sen de biliyorsun artık...

ama gel gör seni anlatmak için seçtiğim kelimeler, çok sığ ve yetersiz kalıyor.. ben bildiklerimi de unutuyorum, sadece özledim diyebiliyorum..

artık her anım senle dolu diyebiliyorum ama... sabah senle konuşurken, öğle vakti konuşurken, akşam konuşurken hayatımda sadece senin olduğunu bilmek, senin olduğumu bilmek çok harika bir his..

ciddi anlamda çok güzel ve özel bir ilişkimiz var biliyor musun? arkadaş gibi, dost gibi, birbirini tamamlayan eşler gibi... evli gibiyiz ama daha yolun başındayız, gençler gibi heyecanlıyız, belki de her konuştuğumuz güzellik bir hayal olarak kalacaktır ama emin ol söylemesi, duyması bile güzel...

bugün düşündüm de yokluğun sıkıyor beni, eksik bırakıyor.. acaba dedim devamlı birarada olsak sıkılır mıyız? bıkar mıyız? sanmıyorum ama yine de hayat işte...

hayırlısı olsun değil mi bebeğim...

seni canım diyerek sevmek, sana canım demek, bitanem demek, bitanem olduğunu bilmek çok güzel...

Allah seni başımdan, ruhumdan, ömrümden ve kalbimden eksik etmesin. asla bizi pişman eylemesin. huzurlu, saygı ve sevgi dolu bir hayatımız olsun.. aşk kokulu bir hayatımız olsun, heyecanımız hep dorukta olsun... biz hep biz olalım.. asla ama asla ben yada sen demeyelim.. bizim hatamız nerede diyelim...


biz olmaktan vazgeçeceksek yolun başında yollarımız ayrılır umarım.. zira sonunda ayrılırsak biz çok çok üzülürüz...  dediğim gibi hayırlısı olsun biriciğim...

seviliyorsun bilesin...

8 Nisan 2013 Pazartesi

Geceme

bensiz uyuyorsun şimdi, sarılmak varken sana ben sensizliği kucaklıyorum bu gecede... uzun uzun yazmak isterdim ama uyumadan evvel sana gülücüklerimi sunayım dedim...

sana seni sunayım dedim kısaca...

gülücüğüm, gülüşüm, sebebim senle konuşmayı özledim yine... yanımda olmanı özledim, hayallerimi süslemeni sevdiğimi söylemiş miydim bu arada? yine nereden nereye atladım ya?

devamlı daldan dala konan kuşlar gibiyim sanki?

Neyse.  Özlenmenin doyumsuz hazzını bana yaşattığın için teşekkür ederim. Canımmm bitanemmm uykulara uykusuz kalıyorum sensiz biliyor muydun? Bazen sen kadar umutlu olamıyor, sonunu kötü görüyorum. Ama o vakitte ettiğim dua geliyor aklıma susuyorum. Hayırlısı neyse olsun...

Uzun uzun yazmak isterdim ama 3,5 saat sonra uyanacağım nasipse. Seviliyorsun canım kocam. İyi ki ruhumdasın. İyi bak ruhuma

Miniğimmmm

iyi akşamlar canım...


sen şu anda sorgu nöbetindesin... arayayım seni, sesini duyayım diye niyetlenmekteyim ama açma şansın yok sanırım.. hayırlısı olsun bitanem...


müzik dinliyorum şu anda canım, sözlerini dinlerken sen geliyorsun aklıma...

ben seni hiç sevmeyeceğimi düşündüğüm bir anda sevdim, sevsem bile aşık olmam dediğim bir anda aşık oldum.. bu nasıl bir imtihandır bilmiyorum. seni sevmek, seni dilemek...

hepsi birbirinden güzel hisler.. nasıl bir şey dersen seni özlemek, doyumsuz bir şey derim.. sesini duyduğumda mutlu olacağım da aklıma gelmezdi canımın canı...

kendini nasıl bu kadar sevdirebildin hala aklım almıyor, sen nasıl bir yüreksin ki, ben seni böyle özleyerek seviyorum.

artık başkasına bir his beslemiyorum, bunu bilmekte beni mutlu ediyor, sebebi sensin... tüm bu içtenliğin, güzelliğin sebebi sensin... evet çok seviyorum, çok özlüyorum.. ama senin kadar değil sanırım, hep benden bir adım öne çıkıyor gibisin...

beni baştan çıkarmaya ihtiyaç duymamalısın diyorsun ya, baştan çıkmak ve çıkarmak istiyorsam, yorganım dediğim adamın ateş olup beni yakmasını istiyorsam?

yaşamak istiyorsam bizi, ermek istiyorsam sırrına...

sen sanki engin bir deniz gibisin, derin ve güzel... sana baktıkça huzur bulduğumdan dolayı, senden vazgeçmek gelmiyor içimden.. geçersem de bir gün bil ki kaderime seni yazmayan Rabbim'in bir bildiği vardır..

ama geçen gün sana demiştim ya, bir gün yaz mevsiminde eve dönerken Bostancı'da indim, denizi seyrettim diye.. ne hissettiysem denizi seyrederken, sen de varlığınla bana onu hissettirdin..

ben seni hissettim kısaca, hayatın anlamını sen de gördüm, neşeyi, çıkarsız sevmeyi, onurlu sevmeyi, güven dolu sevmeyi öğrettin bana...

düşlerim var artık benim, içinde senin olduğun, sesini duymadığım vakit yüzümün yere düştüğü bir hayatım var şimdi benim.

bugün o mesajı attığında acaba ne diyecek dedim, ne diyecek beni hayal kırıklığına uğratan.. sana konduramayacağım bir şey yapmadığından da emindim ama hep normal olmayan insanları çektiğimden hayatıma şaşırmazdım...

dediğin şeye üzüldüm ama hayatımıza etki edecek bir şey olarak düşünmedim, cahil bir yaşın esintileri dedim...

ama benim canım kocam zaten daha kötü bir şey yapamazdı ki, yaptığına da aslında çok şaşırdım.. sen ki halim, selim, mülayim, etliye sütlüye karışmayan birisin.. sakin, sükuneti seven birisin...

nasıl o denli can acıtan bir şey yapmışsın bilmiyorum ama bir karıncayı dahi incetemeyecek kadar merhametli, iyi bir kalbin var...

benim miniğimsin... cüssene ve boyuna, posuna bakarak asla kalbindeki o tatlı oğlanı görmemezlik edemem...


benim miniğimsin canım kocam.... neşem, sevincim...

tekrar dua ediyorum.. mutsuzluğuna neden olacaksam, Rabbim korusun seni benden. aramıza bir soğukluk versin ama asla seni üzmeyi bana nasip etmesin..

bir de ben seni üzmek, kırmak, değerini bilmemek istemem...

Resul Dindar gözlerin doğuyor gecelerime dinliyorum... sana gelsin canım..

seni özledim bebeğim, çiçek bahçesi yüreğinden öpüyorum seni... sensiz koymasın beni Rabbim diyorum ama öncelikle seni Rabbim evladınsız koymasın..

seni en emine emanet ediyorum dev cüsseli miniğimmmm...

gün arası

merhaba ey yar.. sana bir kaç kelam da olsa yazayım istedim.. şu anda Süleyman'ın kalemindeyim... klavyesi acayip sinir. ama olsun. en azından açtığında sayfayı özlendiğini okuyacaksın... özlendin canımın canı.. hala mesajını bekliyorum, neye kızacağımı düşündüğünü anlamadım. kolay kolay kızacağım bir şey yapmazsın o konuda şüphem yok ama neyse. hayırlısı olsun. Süleyman geliyor, ben seni seviyorum diyeceğim

7 Nisan 2013 Pazar

Canıma...

geldim hayatım, geldim yine sana.. gitmediğim yere geldim ben aslında.. ben sana her gün daha fazla aşık oluyor ve daha fazla seviyorum. umudumun adı oluyorsun, hani sevmediğim, kullanmak yasak dediğim umut kelimesi var ya, sayende onu daha bir sever oldum..

sen umudumsun, canımsın, aşkımsın... beni bir kez tanımayı denese demiştin ya bir yazında, denersem bu kadar sevilecek birisi olduğunu biliyordum diye hep istememiştim, en az bu kadar sevilecek birisi olduğun için istemiyordum..

sen benim ömrüme ömrünü eklemekle kalmadın, bana aşk oldun, aşkın özel oluşunu hissettiren oldun..

koşulsuz birisine güveniyorum, seviyorum, kafamda kurmuyorum, yalan söylüyor demiyorum..
beni severken içi titriyor, içimi titretiyor diyorum..

seni seviyorum derken sen, seni özledim cümlesini kurarken, nasıl bıkabileceğimi, sıkılabileceğimi düşünürsün bebeğim?

bu nasıl bir itham? sen bıkar mısın ki benim sana olan sevi cümlelerimden? bıkamazsın ki, her duyduğunda, içinde kelebekler uçuşuyor, içine aşk yağmur olup yağıyor.. ben nasıl canım kocam sıkılır düşüncesine sahip olayım?

Allah korusun, Allah'ım sevgimizi hep böyle temiz ve masum kılsın.. ömür helalim olasın son nefesimi verene dek, öte de cennete gidersem, sen ol yanımda...


dünya serveti gibisin bana, bir kadının başına gelebilecek en harika olaysın.. ( anne olmak dışında )

ve evet o meseleye gelince, ben sana acılarımı anlatmadım o vakit, ben sana anılarımı anlattım, onları kucağıma aldığım zamanı neden sormadın, neden beni hayata bağlayan olguların, sebeplerin onlar olduğunu dinlemedin?

ben normalde çocuk istemiyorum ama senden olacaksa, seninle ikimizin parçası olacaksa neden olmasın... ama mutsuz bir hayattan sonra, ona zaman ayırırken bizi ihmal etmekten korkuyorum...

ama aşkımıza renk katacağı da kesin. hayırlısı olsun herşeyden evvel.. ama bu senin kararın demek bir ayıptır, benim erim, erkeğim, kocam iken yatağımı, hayatımı paylaşacağım kişi sen olacakken bunu bir bana bırakman yanlış.. zira bir ben yapmayacağım o bebeği... bir ben ömrümü adamayacağım...

biz bir vakit aşkın sırrına ererken, bizi katacağız Allah'ın izni ile kuzumuza... olur mu bilemem ama nasipte  varsa çok sağlıklı, çok mutlu bir bebek olacak.. biz orada bebeğimize dönecek...

senin olmayı düşlemek, ben seninim evet... sen de benimsin... kimseler bilmesin ne kadar çok sevdiğimizi, seveceğimizi... biz bilelim yeterli sanırım...

gecem olursan yıldızın olurum bitanem, gündüzüm olursan güneşin olurum... gündüzleri yoldaşın olurum, geceleri sırdaşın olurum... sen olurum, senin olurum...


ve dün dünde kaldı, beni üzmedin sadece çok korktum.. sana bir şey olmasın Rabbim seni kızına ve bana bağışlasın..

özelin olmalı, kendini dinlemek istemelisin elbette.. buna karışamam asla, saygı duyarım. haklı bir istek eyvallah, sadece ne yaptığını yaz bana, haber ver yeterli..

ve o konuya gelince, acılarda bizim için sevinçler kadar... gönül isterdi ki, kimse boş sebeplerle yuvasını cehenneme çevirmesin.. konu biz değiliz asla.. gönül isterdi ki, bizler anlayışı, merhameti, sevgiyi hor görmeyelim, ötelemeyelim.. ama maalesef hatalar ve anlayışsızlıklar, basiretsizliklerle birleşiyor.. ben mutlu olmanı, mutlu olmayı çok isterdim... boşanmak cidden yıpratıcı, hoş olmayan bir hal... emin ol bilsem mutlu olacaksın elimden geleni yapardım, senin adına da, benim adıma da... ama olmadığı yerde kader demek lazım... kader....

işte burada tevekkül devreye giriyor ve seni bana lütfediyor Rabbim.. buna şükür... bundan sonra hatalardan ders alıp, mutlu olmaya, yakaladığımız mutluluğu O'nun adı ile nurlandırmaya çalışırız...

benim biricik kocam karısını üzdüğünü düşünüp üzülmesin, zira o beni üzmekten çok mutlu ediyor...

mutluluğumun adı, sebebi, her bir şeyim, sevincim, kalbim, seni seviyorum... sevildiğin kadar sevilirsin diyor ya şair, en azından sevildiğim kadar sevmek istiyorum...

Rabbim bizi birbirimize bağışlasın ömür helalim...

unutma her fikrin, önerin, kararın benim için çok önemli ve değerli.. sen benim evimin reisi, beyim, erkeğim, kocam olacaksın.. sözünün hükmü farz olmalı... ortak olan her kararımız ise biz olduğumuzdan olmalı.. ben olduğumdan, sen olduğundan değil...

unutma sen benim canımsın.... canıma iyi bak hayatım...

4 Nisan 2013 Perşembe

seni özledim

merhaba demeye geldim..

yüzümü güldüren tebessüm sebebime, mutlu ve huzur dolu bir akşam dilemeye geldim.. neşe kaynağım, heyecanıma anlam katan varlığım, seni nasıl bir akıllık yapıpta eklemişim bilmiyorum ama korksam bile senden vazgeçmek gelmiyor içimden...

sana yazacak onca güzel söz varken ben tıkanıp kalıyorum, iyi bir şey midir bu? tıkanıp kalmak, kelimelerin boğazıma dizilmesi?

aşk olsa gerek bu, kaybetmekten korkmuyorum ama seni, kaybetmeyeceğimi bildiğimden olsa gerek.. yada kaybetmeyeceğimi bildiğimden değil de, hazırlıklı olmaya çalışıyorum ama hazırlanmak nasıl olur ki böyle bir yokluğa acaba?

seni düşünüyorum, yanında olduğum anları, içinden gelerek yazdığın sözleri ve seni düşünüyorum. yanımdaki o aşk dolu hallerini gözümün önüne getiriyorum, özlediğimi fark ediyorum seni..

konuştuğumuz anları özlüyorum. bu çok güzel bir his, özlemek acıtsa da solunu, güzel bir his inkar edemem..

senle herşey farklı, özel, masum, içten ve biz gibi.. olduğu gibi, olması gereken gibi mi dersen, olması gereken ne diye sorardım, aklıma cevapta gelmezdi..

biz cidden mutluyuz, bir oyun oynamıyoruz, sanmıyoruz, huzurluyuz, tertemiz bir sevgi içimizdeki ve çocuklar gibi mutluyuz..

senle mutsuz olmak zor aslında, düşününce ben mi çok anlam yükleyip, saf gözlerle bakıyorum ki diyorum.. ama sana karşı hiç uyarı çanları çalmadı içimde, hiç korkularım olmadı sana karşı.. hayata karşı korkularım oldu ama.. bunu yadsıyamam canım..

ben belki de hayatı çok zor gördüm diye abarttım, acısını senden çıkarmak hatasına düşürmesin beni Rabbim. sana kıyamam, doyamam gibi geliyor, sohbetine, varlığına, neşene, gülüşüne ve beni güldürmene doyamam gibi geliyor..

üzerime titremene, yüreğime yüreğini eklemeye doyamıyorum...

ben sana aşık olmanın güzelliğini yaşıyorum anlayacağın. muhakkak bu da Rabbim'in bir lütfu ve hikmeti... hamdolsun diyerek seviniyorum..

hamd etmek senin varlığına güzel bir şey bilesin..

mesajın geldi şimdi, çıkabildin mi gülüm demişsin.. çıkamadım ama bu defa keyfi çıkamadım son 5 dakikayı kast ederek diyorum yani.

akşam misafir olabilirmiş, o sebeple sana yazamam diye korktum da yazıyorum... elimden geldikçe sana yazmak, seni ihmal etmemek istiyorum bilesin..

hak ettiğin değeri ve saygıyı, hak ettiğin sevgiyi ve aşkı veremem belki ama çabalayabilirim...

denemekten bıkma, çabala diyorum... hayırlısını diliyorum...

yabancı şarkı dinliyorum şu anda, Rihanna ve Eminem love the way you  lie..

harika bir şarkı ama sana gelmesin asla.. zira bu kötü bir aşkı ve yalanları anlatıyor...

senle ilgisi yok yani...

ben bizi özledim diyerek veda ediyorum.... öptüm bebeğim...

3 Nisan 2013 Çarşamba

canımın canına...

canım desem sana, hem de içimden gelen en güzel hislerle bu kelimeyi sahiplensem, seni özlediğimi söylesem ve üzülmediğimi.. ne derdin acaba? beni kırmayıp posta yazdığın için teşekkür ederim. beni kırmamak için gösterdiğin bu çaba beni o kadar çok mahcup ediyor ki aslında, hak etmediğim bir değer ve güzellik biliyor musun?

sen nasıl birisin ki beni böyle kendine aşık ettin? beni kendine böyle hayran bırakıyorsun? seni şiir okurken dinlediğimde bir farkındalık hissetmiştim ama radyo yayıncılığı yaptığın aklıma gelmemişti.. bu sabah duyduğumda bundan dolayı ben o bana kitap okusa geceleri, şiir okusa ben de huzurla dinlesem onun göğsünde uyusam dedim...

ben seni neden sevdiğimi biliyorum ve yinelemekten bıkmıyorum, bir kadın huzuru ve güveni seçiyorsa o ebedi bir sevgi olur.. benim huzurum ve emin olduğumsun...

beni ölene dek aşkla sevecek olan adamsın, derdime derdim diyerek derman olmak isteyecek bir yanın, kederimi keder bilecek birisin..

bana postamı okudun mu diyorsun, blogumu okudun mu diye soruyorsun? ben onları okumadım daha, okumaya kalkarsam postanı, blog adresi tutmayacağından çıkış  verir.. fırsatım varken seni çok özledim demek istedim..

çay demleyeceğim hadi gel canımın içi demek, çayı demlemeden evvel senin sırrına erip geceme renk katmak isterdim...

çiçeğim, bebeğimsin benim.. bir erkeğe böyle hitap edilir mi? edilir, benim erkeğime nasıl hitap edeceğime benim yüreğim karar verir..

çiçekler kadar naif ve hoş, bebekler kadar umut dolu ve güçlü ve bir o kadar masumsun...

elbet hataların vardır, yanlışların vardır bitanem ama insan olduğun gerçeği göz önüne serilmiş olur o vakitte..

ben seni özlemeyi seviyorum, taze bir sevgi kalıyor içimde o vakit...

ben seni sevmeyi de seviyorum, çünkü sevmenin anlamını öğreniyorum... herkese seni seviyorum demek kolay, tatlı sözler söylemek kolay...

ama sen konuştuğunda içimde kıpıpr kıpır olan bir kısım var ki, o vakit şükür diyorum bu bir heves değil, yanlış bir his değil..

elimden gelse seni gerçekten mutlu etmek isterdim, huzuruna huzur katmak isterdim, neşen olmak, gülüşün olmak isterdim..

bir gün yanılmışım yada bıktım dersen kırılmayacağım bilesin.. kalbinin yanlışı olmak, üzeni olmaktan daha iyidir..

sana öyle derin bir saygı duyuyorum ki, can yoldaşımsın, neşemsin, sıkıldığımda yüzümü güldürensin.. sen benim canımsın, canımcığımsın...

karıcığım dediğinde, kadın olduğumu hissettirensin..

sihirli bir dokunuş gibi sevgin, dokunduğun yeri aydınlatan, güvene kavuşturan...

ve evet ya iyi ki başkası senin kıymetini bilmemiş, bilseymiş beni sevmezdin ki, seni sevmem için sen olmayı istemezdin...

bir gün olur da gönlün başkasını severse de, kaderinde olmasam da mutlu ol.. o kadar kırgın ve yaralı ki yüreğin, bunu hissetmemek imkansız..
mutlu olmak için daha en başından mücadele verip sahip çıkıyorsun. o hataları yapmayacağım diyen birisi var karşımda sanki.. yüreğini koyuyorsun ortaya, kendini sunuyorsun bana.. ruhunu, ömrünü.. benliğini bana katarken sen, sen oluveriyorum bilmediğim bir anda..

aşk böyle bir şey olsa gerek... sen olsa gerek her sevi sözcüğü... şiir gibi olan sevgilime, canıma akşam şiiri hediyemle sevgimi yolluyorum...

ve yazdığın her yazıyı sevinçle okuyorum, sanki ben yeni bir gelinimde, kocam bana her güjn çiçekler alıp sevindiriyor gibi geliyor bana.. şiirin çok içten ve evet sana düzenleme yapmam lazım :) sana yazım hatalarını sunup, yüreğindeki cevheri çıkarmam lazım :) içindeki aşk dolu erkeği, ateşli erkeği çıkartmaya başladım yavaş yavaş.. o şairi de uyandırmalı artık sanırım :)



Bu aşkın nüshası rüzgarlarda 
Aslı bende kalacak 
Bizi hasret saracak 
Bulutlar çıldıracak 

Ayrılık başımı döndürüyor 
Kavuşmayı özlettin 
İntiharlar kuşandım 
Bu aşkı sen kirlettin 

Geçtim borandan kardan 
Yitirdim bahçeleri 
Ellerimi tutmazsan gülüm 
Yatamam geceleri 

Bu aşkın nüshası rüzgarlarda 
Kahrı bende duracak 
Sende ihanet gülüm 
Bende matem kalacak 

Bu aşkın efkarı şarkılarda 
Yüzün bende solacak 
Bizi zaman yenecek 
Ve anılar kalacak 

Geçtim borandan kardan 
Yitirdim bahçeleri 
Ellerini tutmazsam gülüm 
Yatamam geceleri y. Odabaşı...










2 Nisan 2013 Salı

sol yanıma...


Kaç gündür gelemedim sana, aslında hep sendeydim ama buraya yazamadım.. yazamadığım için üzgün olduğumu da bildiğine eminim. ama cidden çok yoğundum, yorgundum, şu anda ise yorgunluğum had safhada ama sen kaç zamandır beni kırmayıp yazıyorsun.. barı bu gece bir kaç kelam karalayayım istedim..

Nazlı'nı görmeye gittin sen bu gece, yanında olmak isterdim, muhtemelen beni sevmeyecek kuzu ama içerlemezdim buna. anlardım halini, korkusunu, çelişkilerini. bahtını güzel yazsın Rabbim kara kızımın.. ve kestane kızımın ve benim içlerinde en sarı olan Akasya'mın bahtlarını güzel yazsın, hepsine sarı saçlı, mavi gözlü sen kadar harika yüreği olan eşler nasip etsin inşallah..

bugün senin duruşman vardı, yarın ise benim duruşmam var.. yarın seni özleyeceğim, tanıkları dinlerken sen geleceksin aklıma, sen gitmiyorsun aslında bu aralar aklımdan...

aklımı başımdan mı alıyorsun, ne yapıyorsun? bana ne yaptın sen böyle de ben seni bu kadar çok özlüyor ve seviyorum? 

pişmanlığım var ama içimde sana dair, kızgınlık hali var yüreğimde, bir söz söyleyesim var...

kendimi anlamaya çalışıyorum, neden bu kadar geç sevebildim seni diye..

merak ediyorum cidden, bunca zaman kimse mi senin değerini anlamadı? kimse mi içindeki harikalığı göremedi?

paha biçilemez değerde özel birisin, duygu fırtınası dediğimiz o hisli hal senin yüreğinde saklı, benim dünyamsın sen ya...

kocacığım demek ne kadar hoşmuş biliyor musun? bana normalde karıcığım ve kocacığım hitabı çok itici gelir.. ama şu anda yüzümü gülümseten kelamlar oldu... ne çok hoşuma gitti... sana anlatamam..

dudaklarımı ısırıyorum sana yazarken, seni bu kadar ömrümde, yüreğimde, yanımda, solumda, içimde isteyeceğim aklıma gelmezdi... kötü bir şey değil asla... o kadar bana hayat ışığı oluyor ki, sen olunca konu huzursuzluk denen kabus yok oluyor, sensen konuştuğum gülüyorum sadece, huzurum...


benim 32 sene boyunca dilediğim güzellikti... korkuyorum ama hayırlısı diyorum... korkunun ecele faydası olmazmış biliyorum.. ama bugüne dek karşıma çıkmaz dediğim huzur çıktı sonunda karşıma.. hem de tebessüm sebebi olarak, neşe olarak, güven olarak.. 

birisinden emin olmak, birisine koşulsuz inanmak, fırtınalardan korunup sığındığında korkmamak... sen öylesin..

babacan, dost, kardeş, abi, yoldaş, yaren, can, ruh, anlam ve eşsin bana... ruh eşim, ruh ikizim, sebebimsin...


seni iyi ki keşfedememiş kızının annesi desem çok mu ayıp olur ki? ben o zaman sen gibi değeri tanımayacaktım.. tanıdımda ne oldu aslına bakarsan ya? 

seni kırdım devamlı, üzdüm... helal et hakkını bana canımın canı...

kocacığım diye seni öpüp, seni deliler gibi sevmek, aşkla koynuna sokulmak, sana karışmak, senin olmak... 


masal gibi... düş gibi.. rüya gibi... umut dolu, aşk dolu, huzur dolu... 

bu kadarını yaşatan Rabbim'e de hamdolsun canım...

ben bizi özledim aşkım...

biz olabilmek ne güzel bir mutluluk, Allah'nazarımızdan, nazarlardan korusun.. birileri böyle mutlu olduğumuzu, anlaştığımızı, sevdiğimizi görse kesin nazar oluruz ... 

biz de her gün abdestli, namazlı olup hanemizi, ailemizi, ruhlarımızı nurlandırırız inşallah. Allah korur o vakit bizi... cemaat olup senle namaz kılmak, sonra sana doymak için sırrına ermek..

sana sahip olmak kadın olduğumu hissettiriyor canım... sana ait olduğumu bilmek mutlu ediyor beni...

gecen güzel olsun bitanem...

sevginin en güzel haline, yani kendine iyi bak kocacığım... 


 ve yüreğim ellerinde biriciğim...

gecene sevdiğim bir şiir hediyem olsun buselerimle..

Yerin seni çektiği kadar ağırsın 
Kanatların çırpındığı kadar hafif.. 
Kalbinin attığı kadar canlısın 
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... 
Sevdiklerin kadar iyisin 
Nefret ettiklerin kadar kötü.. 
Ne renk olursa olsun kaşın gözün 
Karşındakinin gördüğüdür rengin.. 
Yaşadıklarını kar sayma: 
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; 

Ne kadar yaşarsan yaşa, 
Sevdiğin kadardır ömrün.. 
Gülebildiğin kadar mutlusun 
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin 
Sakın bitti sanma her şeyi, 

Sevdiğin kadar sevileceksin. 
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer 
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın 
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer 
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. 
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret 
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın 
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın 
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. 
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın 
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. 
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. 

İşte budur hayat! 
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın 
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün 
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun 
Çiçek sulandığı kadar güzeldir 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli 
Bebek ağladığı kadar bebektir 
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, 
Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel

31 Mart 2013 Pazar

Günaydın kalbimin kalbi

canım günaydın, neredesin sen ya? sabahın ilk ışıklarından beri yoksun ortada, normalde illa ki mesaj atardın, mesaj atmaman değil de, sana bir şey mi oldu merakı içindeyim.. Allah korusun seni, o kadar uzaktayken merak etmemek imkansız zaten..

seni şu anda beni en az senin kadar seven birisine anlatıyorum. çok seviyor beni, en az sen gibi seviyor. ben de seviyorum ama dostça..

vallahi kaç tane mesaj attım sana bilmiyorum ama yoksun sen ya :/ arıyorum açmıyorsun da, adliyede olmalısın.. faturan ödenmemiş olmalı, telefonunu evde unutmuş olmalısın ... en iyi ihtimaller bunlar olabilir...

dahası olmasın da benden uzak ol istersen.. ben bakışlarındaki naifliği özlüyorum, sıcacık yüreğinin ellerime yansımasını özledim...

beni bana kadın gibi hissettirmeni özledim, yanında çocuklar gibi neşeli olmayı, güvende olmayı özledim.. ben seni özledim ...

bitanem, ben sana vazgeçmediğin için teşekkür ederim, sen vazgeçseydin belki de ben, böyle huzur nedir bilmeden yaşayacaktım...

derdin derdim, kederin kederim olsun.. ellerini tuttuğumda bana yaşattığın hissi, Allah'ta sana yaşatsın inşallah...


güvende ve huzurda emin kılsın seni ve kızını... kızını kızlarımdan bir parça görüyorum emin ol bundan.. kara kızım diye seveceğim ömrüm oldukça onu... nasip ederse Rabbim uzakta da olsam, kara kızım var diyeceğim...


sarışın mavi gözlü bir sürü oğlumuz olacak hayırlısı ile ... kabul et anneleri muradına eremedi diyorsundur ama ben muradıma senle erdim zaten... sen benim gözümde en mavişinden daha mavi bir hayat sundun, güneş sarısı kadar sıcak ve huzurlu bir aşk sundun...

içimi titretiyorsun, ne oluyor böyle bilmiyorum.. bence sen deniz kenarına git bir de ben İngiltere'ye gideyim diye dua et, bir de kitabımı yazıp bitireyim diye dua et olur mu :)


kalbin var ya kalbin o kadar güzel ki, sana zararım dokunur diye aklım çıkıyor, uzak durayım diyorum, yapma diyorum kendime ama senin sesin düşünce, mesajını görünce dayanamıyorum...

ben sanırım, sana fark etmeden tutulmuşum...

kendini özleten bir adama tutulmuşum, ben gözlerini benden alamazken tüm ruhuyla kızaran, heyecanlanan bir adama aşık olmuşum...

öpüşünde masumiyet saklı olan bir adama o an ait olmuşum... sanırım güzel olan da bu, sanırım o an melekler gönül nikahımı sana kıymış...


hayırlısı ne ise o olsun... hoşkal kalbimin kalbi...



30 Mart 2013 Cumartesi

Kısa da olsa

ben geldim yine, bugün seni özledim demek istiyorum.. sana benden bıkana dek seni özledim demek, hiç aklıma da gelmezdi aslında...


sen bana ask oluyorsun. Asık demiyorum bak, aşk oluyorsun. Ben son günlerde sana daha çok bağlanıyor, özlüyorum. Ve korkmadan, umut ederek hissediyorum. Senin sevdiğin herseyi sevmek, onları bilmek istiyorum. Özlediğimi hissediyorum. Sabahları uyandığımda yokluğun geliyor aklıma. Seni hakettiğin kadar cok sevemem ama elimden degil yüregimden geldikçe seviyorum. Kendini böyle sevdirip,  özleten, aşık eden sensin. Suçlu sensin yani.

İyi ki de suçlusun. Yoksa ben huzuru, masum sevgiyi asla tanıyamayacaktım. Seni özledim canım. Gecen güzel olsun insallah.

sana...

çok çok geç kalınmış bir merhaba bu..

sana bir blog hazırlayacağım diye diye bugüne nasip oldu.. kimsenin hak etmeyeceği güzel kelimeler kurduruyorsun bana aslında. ama ben hiçbirini söyleyemiyorum sana.

dilime bir kilit vuruluyor nedense, sana bir çok söz söylemek istiyorum ve hepsi yüreğimde saklı kalıyor.. normalde bu olmaz ama sen bambaşka bir güzellik, bambaşka bir değersin..

ben huzurun ne olduğunu merak ederdim, hani harflerden ibaret bir kelime midir diye düşünürdüm. ama sen var ya, seni tanıdıkça huzurun vücut bulmuş halini sevmeye başladım.

ben seni sana nasıl anlatsam bilemiyorum, nereden başlasam, nasıl başlasam?

ne ile ifade etsem kifayetsiz kalır öyle değil mi? seni anlatmak başlı başına bir aşk...

başlı başına bir edebiyat zorlanması yaşatır bana, zira ben dedim ya kifayetsiz kalırım seni anlatmaya.

sen yaşandıkça yaşanılası bir dünyasın, sessiz ve sakin bir su gibisin, su diyorum, insana hayat veren, ışık olan, hayatta tutan o zenginlik var ya, işte sen aynen su gibisin..

su kadar berrak ve hayat dolu...

seninle ilk tanıştığım güne mi gitsem, ilk hissettiklerime mi? yoksa ilk defa gördüğüm güne mi yolculuk yapsam?

sen herşeyi en başından yazmayı seçmiştin sanırım, en başından diyorum ama zaten sen başından beri bu yolun yolculuğuna hazır ve gönüllü gibiydin..

ben daha öncesi sanıyordum ama 3 aralıkta seni eklemişim bir akıllık edip, mesafeli ve beyefendi birisi vardı karşımda. yazarken çekinerek yazan, dikkatini ise bir şekilde çekmeyi başardığım birisi. habercisini açtığında gözleri beni aramıştı sanırım. havadan sudan ve herşeyden atıp tutarken, seni etkilemişim bilmeden.. aslında biliyordum da, korkuyordum, kimseyi istemedim hayatımda.. kırılmak istemiyordum, kırmak istemiyordum.


bir gün bana şarkı yolladın, 7 aralıktı, bir akşam üzeriydi, Yıldız Tilbe'yi sevdiğimi tabiki bilemezdin.. ama şaşırmıştım, hele de şarkıyı açtım kalemdekiler bana bakıyor, ertesi gün oldu, şarkıyı dinlemek geldi aklıma. Allah dedim sözlerine dikkat kesilince aşık olacak bu diye de aklım gitti...


ve uzak durmayı denedim senden, çokta başarılı oldum. ta ki, bir gün karşıma çıkana dek sen...
Seda'nın duruşma salonuna gelip, İsa gelmiş demesine ilk anda anlam veremedim, yani dedim, Akif ile gelmiş dediğinde birden kıpkırmızı oldum. ne diyeceğimi bilemedim. ne yapacağımı bilemedim.. elim ayağıma dolaştı yemin ederim. nasıl yazdım o kararı bilemiyorum da...

Seda ile aşağıya inerken seni gördüm ya, çok şaşkındım. ne diyeceğimi bilemiyordum. neden gelmiş ki diye düşündüm, sevmek ne acı bir şey dedim, acı ama güzel...

sana hoş geldin dediğimde, gözlerindeki heyecanı görmemek imkansızdı... o kadar heyecanlıydın ki, kendini görmeliydin... sevilmek güzel bir şey bana bunu hissettirdin... akşam seninle vakit geçiremeyeceğimi biliyordum. görüşüpte umutta vermek istemiyordum.. ama buraya dek gelmiş birisine bu kadar zaman ayırmakta içimi acıttı. sen kaldın o akşam ertesi gün kahvaltıya davet ederim dediğimde..

sizi o köprüde gördüğümde, yazık yanlış insanı seviyor dedim. ben senin beni sevdiğini en başından beri biliyordum aslında. elimden gelen tüm iticiliği de yaptım sonrasında sevmiyorsun diyerek ama sen her defasında vazgeçemedin...

arada beni çok delirttiğin zamanlar oldu, özellikle notlarımı bildiğin zamanı hiç unutmuyorum, nasıl sinirlendiğimi bilemezsin. ama sen sesini çıkarıpta benim bir suçum yok demedin. benden neler çekiyorsun farkında değilsin. daha da yolun başındasın ama işte... aşkın gözü kör olurmuş, kulağı sağır derler ya.. sen o misaldesin.. gençlik aşkı diyorum kendime bazen... O'nun yaşamadığı güzel bir masal...

ben masallar kadar saf ve güzel değilim ama Mecnun'da Leyla'yı kendi yüreğinde seviyordu..

ve ben bir gün bu kadar seviyorsa deneyeyim dedim, şans vereyim... 2 gün dayanabildim, hele de başkasına vermediğim şansı sana vermek beni çok rahatsız etti. dayanamadım maalesef...

o olaydan bir süre sonra ise, seni özlediğimi hissettim.. boşlukta kaldım galiba dedim kendime, çok sorgulamadım ama.. bu defa ben sana adım attım, arada dünya kadar da ayrılık cümlesi kattım ama iyiliğin içindi.. bir gün seni ben davet edeceğim dedim.. ve davet ettim..

1 martta geldin buraya, yine senin gibi heyecan duymadım ama gelişinle mutlu oldum. gitgide de sana bağlanıp, alıştığımı fark ettim. sevmek bunun en güzel getirisi oldu. huzuru yaşamak işte bu benim aklımı başımdan alıyordu.

ama korkularım beni kaç kez senden etme noktasına getirdi. aslında bir sonumuz yok biliyorum. bilmekten ötesi bu, emin olduğum bir konu ama neden zamanını çalıyorum acaba diye de düşünmeden edemiyorum..

sana yazık ediyorum, sevmek bu hakkı vermemeli kimseye...

ama sanırım ben aşık oluyorum sana, oluyor olabilir miyim diyorum? o kadar çabuk olması, böyle derin olması şaşırtıyor beni. o kadar güvenmek birisine, bu bana göre değil biliyor musun? ben çok güvenmem kimseye, bu hataya düşersem çok büyük hata olur. ama yine de sana güveniyor ve inanıyorum...

Allah hayırlısını nasip etsin... iyi ki varsın ömrümde... yine yazarım inşallah.. bugün mü sana burayı anlatırım, biraz yazarda mı anlatırım bilmiyorum ki... ama anlatırım inşallah